Hamidiye Burgaz Kaynak Suları








NEDEN HAMİDİYE BURGAZ
Hamidiye Burgaz Kaynak Suları,İstanbul halkına sağlıklı ve kaliteli içme suyu tedarik etmek amacıyla  2. Abdulhamit tarafından hizmete sunulmuştur.
Hamidiye Burgaz suyunun verilmesi 1900 yılına kadar rastlar. 26 Mayıs 1902 yılında ise resmen hizmete girmiştir.
Hamidiye Burgaz Suyu ,Adliye Nazırı Abdurrahman Paşa başkanlığında kurulan bir komisyon tarafından, projesi Hendese-i Mülkiye-i Şahane (bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi) muallimlerinden Hulusi Bey'e  1316/1898-99  yılında verilmiştir.
Yapılan projeye göre Kemerburgaz'ın güneydoğusundaki Karakemer ve Kovukkemer civarındaki membalar 20 maslakta toplanmış ve kirlenmelere engel olmak için maslaklara demir kapılar yapılarak kilitlenmiştir. Hamidiye burgaz suyu 70 kadar membadan oluşur. Membalardan toplanan Hamidiye Burgaz suyunun günlük debisi 1,200 m3 tür.
Bütün eski Osmanlı su tesislerinde sular pişmiş kilden yapılmış künk borular içerisinden basınçlı akıtılmış vanalar ile şebekede manevra yapmak imkanı sağlanmıştır.
Günümüzde ise,bu ilk kurulan sistem yerini tam otomatik makinalarda, dünya standartlarında,hijyenik ortamda el değmeden üretimin yapıldığı bir sisteme bırakmıştır.Bu standartlarını da kalite güvence belgeleriyle onaylı bir hizmet çerçevesi olan İSO 22000:2005 ve İSO 9001:2008 sistemleriyle yürütmektedir.
TÜRKİYE-TSE Türk Standartları Enstitüsünn Türk İçme Suyu Standartları ve T.C. Sağlık Bakanlığının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik ‘lerine  uygun olarak en kaliteli şekilde hizmetimize devam etmekteyiz.
HAMİDİYE KAYNAKLARININ TARİHÇESİ
İSTANBUL’UN TARİHİ SU MESELESİ 
Bilinsin namımız arzda , ol hazneye hami diye Şifa olsun içenlere , ab-ı pak-i Hamidiye
                                           
İstanbul tarihi boyunca su bakımından çevresinden beslenmek zorunda kalmış bir yerleşim yeri olmuştur. Halkalı bölgesindeki su kaynaklarından inşa edilen kemerler vasıtasıyla, daha 1. Konstantin döneminden itibaren şehre su taşınmaya çalışılmıştır.
VII. yüzyıldan itibaren şehri kuşatanlar isale hatlarını tahrip ederek halkı teslime zorladıklarından, su biriktirme ihtiyacı büyük önem kazanmış ve çok sayıda açık ve kapalı sarnıç yapılmıştır. Aetius (Vefa Stadı), Aspar (Çukurbostan) ve Hagios Mokios (Altınmermer) bu sarnıçlardan bazılarıdır. 1204'deki Latin istilasında, surların dışındaki tesislerle birlikte kemerler de tamamen tahrip edildiğinden halkın su ihtiyacı bu sarnıçlardan karşılanmıştır.
Fetihten hemen sonra, Fatih Sultan Mehmed'in emriyle eski su yollarının tamirine başlanmış, ayrıca yeni su kaynaklan bulunarak isale hatlarına katılmış, İstanbul, Edirne ve Bursa şehirleri içme ve tarımsal alanları sulama ihtiyacı karşılanmış şehirler haline gelmiştir.
Osmanlı düzeninde devlet; vatandaşın canını, malını, hürriyetini muhafaza ve asayişi temin etmekle mükellefti. Bayındırlık işlerini yapmakla, vatandaşı okutmakla, mabed yapmakla mükellef değildi. Yapmış olduğu yol, köprü gibi imar faaliyetlerini ise daha çok askerin geçebilmesi ve dolayısıyla devlet düzeninin devamı için yapmıştır. Bu bakımdan Osmanlı İstanbul'unun yeniden inşa süreci, asıl itibarıyla İslam'daki vakıf ve imaret kurumlarına dayanır. Bir çok hayır müessesesinin inşasını topluluğun önde gelen simaları olan tüccar ve zanaatkarlar ve her zaman için devletin en zengin kişisi olan Padişahlar yürütmüştür. Bütün Osmanlı tarihi boyunca da bu faaliyetler daima teşvik edilmiş, vakfı olmayan devletlüler ayıplanmıştır. 
            Su sistemi, ambar, mezbaha vs. gibi büyük şehirlerin ihtiyaç duyduğu birimler hayır müesseselerinin bir parçası olarak kabul edilir ve padişah tarafından yaptırılırdı. Şehrin su sisteminin -su kemerleri, arklar ve sebillerin inşası topluma ait vakıfların bir parçası gibiydi. İstanbul şehir nüfusunun 250.000'e ulaşması ile birlikte, şehrin su sistemi yeni kemerler eklenerek geliştirilmiş ve şehir içinde dağıtım sistemi kurularak, su yolcu diye tabir edilen görevliler tarafından yönetilmeye başlanmıştır. 
Şehrin su ihtiyacını karşılamayı dini bir görev addeden Osmanlı yöneticileri, sağlam vakıf idareleri altında bu işi uzun müddet sıkıntılara sebep olma   dan yürütmüşlerdir. Kanuni Sultan Süleyman devri sonuna kadar rahatlıkla karşılanabilen su ihtiyacı, kaybedilen savaşların sonucunda para değerinin düşmesi ve vakıfların buna paralel olarak zayıflaması sonucunda sıkıntılı bir hal almaya başlamıştır. Vakıf gelirlerinin azalması, su yollarının gerekli olan bakım ve onarımlarının yapılamamasına ve zamanla bir çoğunun kuruyup adlarının bile unutulmasına sebep olmuştur. Hatta öyle zamanlar olmuştur ki, susuzluk olgusu, özellikle bostanların sulanamaması yüzünden tarım ürünlerinde ortaya çıkan üretim azalması İstanbul'a göç edenlerin geri gönderilmelerine bile sebep olmuştur.
SAAT
 


İSMAİL ÇOBAN

TAKVİM
 
 
ÖZ KAYIŞDAĞ KAYNAK SULARI ÇAMOLUK DOĞUŞ TURİZM

ÖZ KAYIŞDAĞ KAYNAK SULARI ÇAMOLUK DOĞUŞ TURİZM 20 YILLIK TECRÜBEMİZLE İSTANBUL'dan ÇAMOLUK'a YOLCU TAŞIMAKTAYIZ. SİZLERDE BİZİMLE HAYIRLI BİR YOLCULUK YAPMAK İÇİN : İRTİBAT TEL : 0534 -874-25-05 0532 272 88 42



 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol